-
1 sûr
1 certain emin, kesin [ce'sin]◊Je suis sûre que tu réussiras. — Başaracağından eminim.
◊Il en est sûr. — O bundan emin.
◊C'est sûr. — Bu kesin.
2 sans danger emin [e'min]3 fiable güvenilir4 bien sûr kuşkusuz5 être sûr de soi kendinden emin olmak◊Elle est très sûre d'elle. — O kız kendinden pek emin.
-
2 sûre
1 certain emin, kesin [ce'sin]◊Je suis sûre que tu réussiras. — Başaracağından eminim.
◊Il en est sûr. — O bundan emin.
◊C'est sûr. — Bu kesin.
2 sans danger emin [e'min]3 fiable güvenilir4 bien sûr kuşkusuz5 être sûr de soi kendinden emin olmak◊Elle est très sûre d'elle. — O kız kendinden pek emin.
-
3 человек
м1) insan, adam; insanoğlu; kişi; fert (-di)сове́тский челове́к — Sovyet insanı
молодо́й челове́к — genç adam, delikanlı
любо́й здравомы́слящий челове́к — sağduyu sahibi herkes
ни оди́н разу́мный челове́к — aklı başında hiç kimse
она́ хоро́ший челове́к — iyi bir kadındır
я счита́л его́ надёжным челове́ком — ben onu güvenilir biri sanmıştım
челове́к в ко́смосе! — insanoğlu uzayda!
2) ( при счёте) kişiпять челове́к — beş kişi
пять челове́к и не́сколько живо́тных — beş insan ve birkaç hayvan
нас бы́ло пять челове́к — beş kişiydik
у них пять челове́к дете́й — beş çocukları var
3) ( кто-то) biriтебя́ спра́шивал како́й-то челове́к — seni biri aramıştı
ко мне подошёл како́й-то челове́к в ко́жаной ку́ртке — yanıma meşin ceketli biri yaklaştı
с / на челове́ка — adam / kişi başına
за электри́чество плати́ли с челове́ка — elektrik parası kişi / nüfus başına bölünerek ödeniyordu
у него́ есть там сво́й челове́к — orada bir adamı vardır
••мы сде́лали из него́ челове́ка — onu adam ettik
сража́ться до после́днего челове́ка — son ferdine kadar savaşmak
-
4 Vertrauensperson
Vertrauensperson f güvenilir kişi (güç bir görev için)
См. также в других словарях:
tekinsiz — sf. 1) Tekin olmayan, uğursuz Ürperdi bir tekinsiz kedi gibi sokaklar. F. N. Çamlıbel 2) Güvenilir olmayan (kişi, yer) 3) is., top. b. Belli davranış veya sözlerin bir toplumca, bir toplumsal grupça tehlikeli sayılması ve olumsuz yaptırımlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
adam — is., Ar. ādem 1) İnsan 2) Erkek kişi, kadın karşıtı İyi bir adam isterse, babası da verirse, varacak. M. Ş. Esendal 3) Birinin yanında ve işinde bulunan kimse Kendisi gayet kibirli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar. K. Tahir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkish vocabulary — This article is a companion to Turkish grammar and contains some information that might be considered grammatical. The purpose of this article is mainly to show the use of some of the yapım ekleri structural suffixes of the Turkish language, as… … Wikipedia
sürdürmek — i 1) Sürme işini yaptırmak Parmaklıklara boya sürdürdü. 2) Bir durumun, bir şeyin sürmesini, olmasını sağlamak Bugün de sürdürdüğü hizmetleri onu güvenilir kişi yapmış. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
tekin — sf. 1) Boş, içinde kimse bulunmayan 2) Güvenilir (kişi, yer) 3) Uğurlu olan Ninem, akşam saatlerinde hamamlar tekin değildir, insanı çarpar demişti. Y. K. Karaosmanoğlu 4) is., tar. Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en … Çağatay Osmanlı Sözlük